Çalışma hayatınızın nasıl olmasını istiyorsunuz? Hangi işlerde çalışmak sizin için daha verimli oluyor? Çalıştığınız iş sizi memnun ediyor mu? Ya da mesleğiniz sizi mutlu ediyor mu? Bu sorulara cevap bulmak için bir kenara oturun ve gözlerinizi kapatıp 10 yıl sonra bulunmak istediğiniz konumu düşünün. Küçükken öğretmenlerimizde bunu defalarca yaptırmıştır. Ancak şimdi ciddi ciddi düşünme zamanı. Kâğıdı kalemi elinize alın ve 10 yıl sonraki halinize nasıl ulaşacağınızı yazmaya başlayın.

Stres, stres, stres! Hayatımızın akışını değiştiren ve bizi çekilmez bir insan haline getiren stres aslında yaşamış olduğumuz sıkıntılara, üzüntülere, bizi zorlayan durumlara karşı verdiğimiz tepkidir. 

Özgüven sönmüş volkanları bile harekete geçirecek bir güce sahip olmak demektir. İçten gelen bu güç aslında kişinin kendine güvenmesi ve ‘"Ben bu işi yapabilirim.’" demesidir. Özgüven demek kendinize değer vermeniz ve her işinizde bu işi yapabilirim diyecek gücü kendinizde hissetmenizdir. Özgüvenin olması demek hayatınızın her alanında başarılı olmak adına izleyeceğiniz yolları gösterir. Özgüven sahibi olduğunuzda tabiri caizse elinizden ne uçan ne de kaçan kurtulamaz. Peki, bu kadar gücü nasıl depolayabiliriz?

Pusula360 bulut tabanlı çalışan performans ölçme ve değerlendirme sistemimizi, müşterilerimizin görüş ve önerilerini dikkate alarak geliştirmeye devam ediyoruz. 

Liderlerin çalışanlarından en büyük beklentileri verimli bir şekilde çalışmalarıdır. Beklenti her ne kadar birkaç kelimeye dökülecek kadar basit gibi görünse de çalışanların verimli olmasının altında liderlerin rolü oldukça büyüktür. 

Toplantılar iş hayatının vazgeçilmez değerlerinden biridir. İleriye dönük planların konuşulduğu, geçmişte yapılanların değerlendirildiği ve çalışanların birlikte paylaşım yapmalarına imkân tanıyan toplantılar aslında iş hayatında can simidi kadar önemli bir buluşmadır. Toplantılara atfedilen bu büyük görevin yerine gelmesi içinse başarılı ve verimli geçmesi gerekir. Yeterli verimliliğe ulaşmamış ve lider açısından da çalışanlar açısından da herhangi bir kazanımın olmadığı toplantılar genellikle başarısız olarak nitelendirilir.

İnsanların yaratılışında olan temel içgüdülerden biri de güven duygusudur. Birine güvenme ihtiyacı ile dünyaya gelen her insan doğumundan itibaren çevresindeki insanlara güvenmeye başlar. Oldukça hassas bir duygu olmasından dolayı güven uzun yıllar süren dostluklar neticesinde kazanılabilir ancak en ufak bir ayrıntıda da kaybedilebilir bir olgudur. İş hayatında daha da önemli bir konuma sahip olan güven duygusu çalışma hayatının temel prensiplerindendir. Hiç kimse güven duymadığı bir yerde çalışmak istemez ve hiçbir işveren de güven duymadığı biri ile çalışmalarını sürdüremez.

Eğer siz de üniversiteden mezun oluyorsanız bilin ki mezuniyetin hemen ardından; Ne Yapsam? Hangi alanda uzmanlığımı geliştirsem? Nasıl iş bulacağım? gibi bir çok soruya cevap arayışına gireceksiniz. Genelde yakın çevremizden duyduğumuz “Okulu bitir gerisi kolay” devrinin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Artık iş hayatının gerçekleriyle tanışma ve bende buradayım deme zamanı başladı.

İş hayatında yönetim faaliyetlerinin temelini karar alma oluşturur. Ne, neden, nasıl yapılacak soruları süreçleri devamlı karşılaşılan durumdur. Birden çok seçenek varsa karşınızda ve verdiğiniz kararların sonuçlarından birçok kişi etkilenecekse durup şöyle bir düşünürsünüz. Daha rahat düşünmeniz ve doğru kararlar vermeniz için gelin birlikte düşüncelerinizi yönlendirelim.

Günümüzde şirketlerin özür dilemesi artık çok daha fazla rastladığımız bir durum.